HER ŞEYE RAĞMEN SEVGİ
5. Bu “Rağmen” Türü Sevgiyi Bize Yalnızca İsa Mesih Verebilir!
Bu tür sevginin doyurucu bir şekilde kusursuzluğa erişip insanlara açıklanmasının ilk kez İsa Mesih’le gerçekleştiği hakkında harika bir mesaj İncil’de yer alır. İnsanlık çağlar boyu bu tür bir sevgiye susamıştı ve onu nerede arayabileceğini dahi bilmiyordu. Tanrı, insanın özlem ve umudunu boşa çıkarmadı. Kendi özünden olan İsa Mesih’i, herkes için, ve onları fazlasıyla doyurabilecek sevgiyi getirmek üzere dünyaya gönderdi. İsa’nın gelişiyle, insan, bu tamamen saf ve temiz sevgiyi, sadece onun özlemini çekip hakkında bir fikir yürütmek yerine, dünya tarihinde ilk kez, görüp, kendi yüreğinde hissedebildi.
Mesih’in Tanrı’dan bize getirdiği sevgi, “eğer” türü sevgi değildir. Tanrı bize, “Eğer Mesih İnanlısı olursan seni severim” demez. İnsanları, Mesih İnanlısı olanlarla olmayanlar arasında bir ayrım yapmadan sever. “Eğer iyi ve ahlaklı olur, kiliseye gider, iyi amaçlara bağışta bulunur, dinsel kitaplar okuyup, dua eder ya da bir din adamı olursan seni severim” demez. O’nun sevgisinde hiçbir “eğer” türü yoktur. Tanrı bizi olduğumuz gibi sever. Daha kötü bile olsaydık yine bizi bu kadar sevecekti. Günden güne daha da bozulsaydık ve başkaldırır olsaydık bile, bizi hâlâ aynı kusursuz sevgisiyle severdi. Bizi, bizden bir şey elde etmek amacıyla sevmez. Yerine getirmemiz gereken bir şey ya da bir şart yoktur. Bunu nasıl mı kanıtlayabilirim? İsa’nın çarmıhtaki ölümü bunun kanıtıdır. Tanrı’nın Özünden gelen “Söz” olan İsa (Bkz. İncil, Yuhanna 1:1-18) bu dünyaya geldi, yaşamını bütün insanlara karşı iyilik yaparak ve sevgi göstererek yaşadı ve Kendini, özellikle de karşılığında kendilerinden hiçbir şey beklemediği fakirlerle hor görülenler için feda etti. Karşılığında Kendisine verecek hiçbir şeyi olmayanlara hizmet etmenin bedelini çok pahalıya ödedi; hastalar, fakirler, okumamışlar, fahişeler, toplum dışı ve benzeri kişilerle birlikte olduğu için tekrar tekrar eleştirildi. Sonunda, Tanrı’ya tam bir itaat içinde, insanlığın günahları için çarmıhta öldü. Çarmıhta ölürken bile, hâlâ kendisini öldürenleri sevdi: “Baba, onları bağışla, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar” dedi (İncil, Luka 23:34). Elçi (Havari) Pavlus’un dediği gibi, “Tanrı bize olan sevgisini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim İçin Öldü” (İncil, Romalılar 5:8). Bu sevgi, bütün saflığı ile gerçek “rağmen” sevgisidir.
Mesih’in sevgisi, bir kuram ya da öğreti değil, somut bir kanıttır. Sadece bize iki bin yıl önce verilmiş olan bir örnek olmakla kalmaz, onu isteyen her kişinin sahip olabileceği bir sevgidir. İsa ölü olarak kalmadı. Tanrı O’nu ölümden diriltti ve İsa Mesih bugün diridir, siz elinizdeki bu yazıyı okuduğunuz şu an bile size çok yakındır ve sizi bu “rağmen” türü sevgiyle sevebilecek durumdadır ve bunu yapmak ister. Eğer sadece, “Mesih’in bu sevgisini şu anda her şeyden çok istiyorum ve onu olduğum gibi ve alçakgönüllülükle kabul edeceğim” derseniz, bunun gerçek olduğunu bugün kendi deneyiminizle kesin olarak bilebilirsiniz.
6. İsa Mesih Tek Kaynaktır
Bugün bile, bu “rağmen” türü sevginin tek kaynağı İsa Mesih, çarmıhta ölmüş olan diri Rab’dir. Mesih İnanlıları (yani, gerçek Hristiyanlar) her gün Mesih’e gidip bunu O’ndan taze taze almadıkça onlar da bu sevgiye diğerlerinden fazla sahip değildirler. Bu saf sevgi ırmağının sürekli fışkırdığı kaynak Mesih’tir. Yaşadığımız modern çağda bile bu tür bir sevgi İnanlılar topluluklarında üretilemez. İnanlılar topluluklarının da, Mesih İnanlısı bireyler gibi bu sevgiyi her gün Mesih’ten taze taze almadıkça ona başka türlü sahip olabilmelerinin başka yolu yoktur.
Bu sevginin tek kaynağı neden Mesih’tir? Neden insanlar Mesih’e gitmeden bu tür bir sevgiye sahip olamazlar? Çünkü her bireyin eksiklikleri ve kusurları, kendi gereksinimleri, istekleri vardır. Ne kadar yaşlı, akıllı, olgun, zengin ya da güçlü olursa olsun diğer insanlardan bir şeyler almaya muhtaçtır, çünkü hâlâ kendi durumu onu tatmin edecek düzeyde değildir. Tamamen bütün ve kusursuz olan sadece Tanrı’dır. Öyle olmasaydı, Tanrı değil, sadece başka bir yaratık olurdu. Tanrı, Yaratıcı, Tek İstisna, Tek Kusursuz ve Bütün olan Varlıktır. Bir tek O’nun hiçbir gereksinimi yoktur. O’nun bize ya da sevgimize bir gereksinimi yoktur. Sadece O sonsuza dek verebilir ve böyle yaptığı halde hâlâ kusursuz ve bütün olmaya devam edebilir. Diğer insanları sahip oldukları kusurlara “rağmen” karşılığında hiçbir şey istemeyerek sevebilecek olan da sadece O’dur. Bir insan, başkalarını ya da insanlığı ne olduklarına “rağmen” sevdiğini sanabilir, ama derin bir analiz yapılırsa aslında karşılığında bir şey beklediği ve bu yüzden de gerçekte sadece kendisini sevdiği görülür. Birisini olduğu kişi olmasına karşın yine de seviyor gibi yapanın bu davranışlarının altında aslında bencillik ve kendi çıkarını gözetmesi vardır. Çabalarımızın beğeni görmesini, ya da sevgimize karşı iyi ve kalıcı bir şeyin gerçekleşmesini bekleriz. Eğer beklentilerimiz gerçekleşmezse, sevme çabalarımız çok geçmeden kin, düş kırıklığı ve gücenmeyle sona erer. İnsanların arasındaki sevgi, bizim düşlemekten hoşlandığımız kadar saf ve temiz bir şey değildir. Bize Mesih aracılığıyla gelen Tanrı sevgisi, hâlâ tek ve gerçek “rağmen” sevgisi olmaya devam etmektedir.
Yazar: Masumi Toyotome